DÜNYANIN EN ZEKİ 5 İNSANI


Dünyanın En zeki 5 ınsanı makalemi araştırırken çok eğlendim. Bu insanların yaptıklar ve ya başardıkları insanı hayaran bırakıyor. Sizide etkileyeceğini düşündüğüm bu 5 insanı hadi hep birlikte tanıyalım.

1. Albert Einstein

 

14 mart 1879 tarihinde Almanyada doğan Albert Einstein, kısa bir süre sonra Münich’e taşınarak eğitimine Munich’deki Luitpold Gymnasium’da başladı.Bu dönemlerde annesinin çok istediği keman derslerine devam ediyordu. Einstein’in ailesinin iflasından dolayı aile İtalya’ya taşındı.Fakat Albert okulunu bitirebilmek için dönem sonuna kadar Münih’te kaldı.Eğitimine devam etmesi için 1896 yılında ailesi Albert’i İsviçre’ye gönderdi. Fizik ve matematik öğretmeni olmak için Zurich’deki Swiss Federal Polytechnic School’da eğitimine devam etti.

 Patent Ofisinde görevli olduğu zaman diliminde birçok önemli işe imza attı  ve 1908’de Berne’de okutmanlığa başladı. 1909’da Zurich Üniversitesinde Professör oldu. Ardından 1911’de Prague Üniversitesinde Fizik Profesörlüğüne başladı ve 1912’de yine profesör olarak Zurich Üniversitesine geri döndü. Burada, matematikçi Marcel Grossman ile tanıştı. Burada Albert, zamanı dördüncü boyut olarak algıladığını söyledi. 1914’de Kaiser Wilhelm Fizik Enstitüsü müdürlüğüne ve Berlin Üniversitesinde Profesörlüğe terfi etti. Hemen ardından Alman vatandaşı oldu ama 1933’de siyasi düşünceler nedeniyle vatandaşlık hakkından vazgeçip Amerika’ya gitti.

Princeton Üniversitesinde Profesörlük yaptı. 1940 senesinde Amerikan vatandaşı oldu ve 1945’de Princetondaki işinden emekliye ayrıldı.

Avrupa ve Amerika’daki birçok üniversiteden fizik, tıp ve felsefe alanlarında  onursal doktora almaya hak kazanan Albert Einstein; 1920’li yıllarda Avrupa, Amerika ve Uzak Doğuda öğrencilerine dersler verdi. Çalışmaları sayesinde aralarında Copley Nişanı (1925) ve Franklin Nişanı da bulunmak üzere pek çok ödül aldı.

1903 senesinde Einstein gibi fizikle uğraşan Mileva Maric ile evlenen ünlü bilim adamının  bir kızı ve iki oğlu oldu. 1919 yılında Mileva’dan boşanırken kazanmış olduğu ilk Nobel Ödülünü  eski karısı Mileva’ya verdi. 18 Nisan 1955’de Princetonda hayata gözlerini yumdu. Ölümünden ardından gerçekleştirilen araştırmalarda beyin yapısının normal bir insandan çok farklı olduğu, yaşadığı pek çok sorunun bu yapıdan kaynaklandığı ortaya çıktı.

 

2. Grigori perelman



Grigori Yakovlevich Perelman, 13 Haziran 1966 tarihinde dönemin Sovyetler Birliği’ne bağlı Leningrad şehrinde Lubov Lvovna ve Yakov Perelman çiftinin çocukları olarak dünyaya geldi. Şehir bugün ki ismiyle Rusya’nın St. Petersburg şehri olarak bilinmektedir.

Grigori Perelman, Riemann Geometrisi ve Geometrik Topolojisine çok büyük katkılarda bulundu.

Bir asırdır çözülemeyen ve dünyanın en büyük 7 sorusundan birisi olarak kabul edilen poinare Hipotezini  (sanısını, önermesi) 2002 yılında çözüme kavuşturan Rus matematikçi Perelman, problemi çözüme kavuşturmasından 4 yıl sonra yani 2006 yılında kabul edilmesinden ve de bu fazla gecikmenin yaşanmasına sebep olan ABD’deki bazı meslektaşı matematikçilerden gerekli saygıyı görmediğinden onuru kırıldığını düşündüğü için 1 milyon dolar para ödülünü ve matematiğin Nobel’i olarak kabul edilen Fields Ödülü‘nü reddetmiştir.

St. Petersburg’da bulunan Steklov Enstitüsü‘ndeki görevinden istifa ederek gözlerden uzak bir yerde inzivaya çekilen Perelman’ın, psikolojik olarak zor bir dönemde bulunduğu matematikle ilişkisini kestiği söyleniyordu.

Perelman’ın, matematik alanında ki uzmanlar tarafından bile zor anlaşılan, Poincaré Hipotezine çözümü resmi olarak 2006 yılında kabul edilmiştir. 2010’da gerçekleştirilen bir yarışmada dünyanın en zor matematik problemlerinden birini çözdüğü için milenyum ödülüne layık görülmüştü. Fakat Perelman bu ödülü almayacağını açıklamıştır.


Son olarak 1 milyon doları alabileceğini, bunu matematik eğitiminin gelişimi için harcayabileceğini söylemiştir.

1904 yılında Fransız matematikçi ve fizikçi Henri Poincare’nin ortaya attığı ve çözümünün imkansız olduğu düşünülen problemi yaklaşık bir asır sonra çözüme kavuşturma başarısını gösteren Grigori Perelman’ın bu başarısı ilginç enstantaneler serisinin sadece bir başlangıcıydı

 

3.  Stephen Hawking




Stephen Hawking, tarihteki en parlak teorik fizikçilerden biriydi. Big bang yani Büyük Patlama teorisinden kara deliklere kadar ayrıca evrenin yapısıyla ilgili de birçok çalışma yapmıştır. Sonradan engelli olmasına rağmen bu büyük bilim insanı zihninde tamamen özgürdü. Hawking 13 Mart 2018’de İngiltere Cambridge’deki evind

1963 yılının başlarında 21. doğum gününde, Hawking’e motor nöron hastalığı, daha bilinen ismiyle Lou Gehrig’s hastalığı yani ALS teşhisi kondu. Doktorlar 2 yıldan fazla yaşayabileceğini düşünmüyorlardı ve doktarasını bile tamamlaması zor gözüküyordu. Ancak Hawking sadece doktorasını bitirmekle kalmadı evrenin daha iyi anlaşılması için yeni yaklaşımlar elde etti.

Hastalığının yayılmasıyla Hawking’in hareket kabiliyeti azaldı ve tekerlikli sandalye kullanmaya başladı. Konuşması daha da zorlaştı ve 1985’te konuşma yeteneği tamamen kayboldu. Cambridge’de yapılan bir bilgisayar yazılımıyla birleştirilen bir cihaz Hawking’in yanaklarındaki kas hareketleriyle sözcüklerini seçen ve bunu da elektronik bir sesle dış dünyaya aktaran bu makine ile Hawking düşüncelerini aktarmaya başladı.

      BÖYLELİKLE HAYATTA DURUMUN NE OLURSA OLSUN ASLA PES ETME

                                    HAYALLERİNİN PEŞİNİ BIRAKMA


4.William James Sidis

 

Bir zamanlar IQ’su 250 ila 300 arasında olduğu söylenen bir kişi bu dünyada yaşadı. Yaşayan en zeki adam olan William James Sidis; bir çocuk dahi ve olağanüstü bir matematikçiydi. Birden fazla dilde usta ve yetenekli bir yazardı. Fakat ne yazık ki kimse onun adını duymadı.

 Ebeveynlerinin de zekası oldukça yüksek olduğu için William’ın da parlak bir zekaya sahip olması bekleniyordu, ancak zekasının sıradandan çok daha fazlası olduğu kanıtlandı.

William, 8 aylıkken alfabeyi söktü. Sadece 18 aylıkken The New York Times’ı okuyabiliyordu. 8 yaşına geldiğinde ise kendi kendine Latince, Yunanca, Fransızca, Rusça, Almanca, İbranice, Türkçe ve Ermenice öğrendi

11 yaşındayken ise William James Sidis Harvard’a kabul edildi. William 1909’da Harvard’a kabul edilen en genç kişi oldu

1910’a kadar matematik bilgisi zirve yaptı ve proseförleri gibi ders vermeye başladı. William’ın başarıları kulaktan kulağa yayıldı “harika çocuk” olarak unvan kazandı. Lisans eğitimini 16 yaşında tamamladı

Hayatının dönüm noktası ise hapis cezasının çarptırılmasıyla oldu. Sosyalist olan William, 1 Mayıs 1919 gösterilerinde hükümet tarafından tutuklanıp 18 ay hapis cezasına çarptırıldı

 Ancak ailesi onun hapiste yatmasını istemedi ve onun yerine 2 yıl boyunca senatoryuma kapatıldı. Sidis gerek katıldığı eylemlerden gerekse ateist olmasından ötürü halkın gözünden düştü. Yükselişiyle medyanın ilgi odağı olan Sidis, düşüşüyle de medyanın ilgi odağı oldu.

Sonrada 46 yaşında beyin kanamasından öldü. 


5. Terence Tao

 



Yine ve yeniden “Dünya dönüyor” demek için, bu aralar ismi sıklıkla karşımıza çıkan ve dünyanın en iyi matematikçilerinden biri olduğu düşünülen, pek çok farklı alanda çözdüğü sorularla ve farklı yaklaşımıyla matematikçilere ilham veren ve öncü olan Terry Tao

 Peki, kimdir Terence Chi-Shen Tao? Terry, çok küçük yaşlardan beri sayılara ve soyut bulmacalara ilgi duyan, kazandığı ödüllerin ve basılı yayınlarının listesi oldukça kabarık olan, en tescillisinden bir dahi; dahası çok genç bir matematikçi.

 

 

Yorum Gönder

0 Yorumlar